Bu Blogda Ara

slider

Son Paylaşılan

Navigation

Obsesif kompülsif bozukluk (OKB)

OKB NEDİR?

OKB, obsesyon adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler ile kompulsiyon adı verilen yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerden oluşan bir ruhsal hastalıktır.


Obsesyon

Kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir ve dürtülerdir. Kişinin isteği dışında gelirler, kişi tarafından mantıkdışı olarak değerlendirilirler ve yoğun sıkıntı ve huzursuzluğa yani anksiyeteye neden olurlar.


Kompulsiyon

Obsesyonların neden olduğu yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere yapılan yineleyici davranış ve zihinsel eylemlerdir.


Freud obsesif - kompulsif davranışları şöyle tanımlamıştır: "Hastanın zihni gerçekte kendisini hiç ilgilendirmeyen düşüncelerle doludur ve kendisine yabancı gelen dürtüler hissetmektedir; arada bir karşı duramadığı eylemlere geçmek zorunda kalır. Zihnine

takılan bu düşünceler -obsesyonlar-hasta için hiçbir anlam taşımadığı gibi, çoğu kez kendisine de saçma gelir. Bu düşünceler aslında hiçbir zaman eyleme dönüşmezse de hastanın bu düşünceleri anımsatan durumlardan sürekli kaçmasına neden olurlar.Hastanın kendi istemi dışında yaptığı davranışlar, günlük yaşamın olağan etkinlikleri olan yıkanma gibi eylemlerin abartılmış ve törensel biçimlerinden öteye gitmez; nevar ki, obsesif eylem veya kompulsiyon denilen bu

zararsız davranışlar kişinin istemi dışında yapılırlar"(Geçtan 1989). Görüldüğü gibi Freud'un obsesyonlar ve kompulsiyonlarla ilgili tanımları oldukça açıklayıcıdır ve bugünkü bilgilerimizle örtüşmektedir.


OBSESİF-KOMPULSİF KİŞİLİKTE GÖRÜLEN TEMEL ÖZELLİKLER

OKB önceleri nadir olarak görülen bir hastalık olarak kabul edilmesine karşın son yıllarda yapılan araştırmalarda hiç de nadir olmadığı belirlenmiştir. Büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB’nin her 100 kişiden 2-3’ünde görüldüğü saptanmıştır.


Genellikle ergenlik döneminde ve 20-30’lu yaşlarda başlamasına karşın, okul öncesi çağdaki çocuklar dahil herhangi bir yaşta görülebilir. Erkeklerde daha erken yaşlarda başlamasına karşın genel olarak kadınlarda daha sık görülmektedir.


Obsesif-Kompulsif kişiliğe sahip kişilerde görülen bir takım temel özellikler vardır. Bu özellikleri şu şekilde sıralamak mümkündür: Cimrilik, inatçılık, aşırı düzenlilik, kuşkuculuk ve aşırı titizlik- tir. Denetlemekten zevk alırlar. Dikbaşlı, çıkarcı, karıştırıcı, tutuk, biriktirici, soğuk, pısırık ve teferruatçıdırlar. Kişiler arası ilişkileri esneklikten yoksundur. Aşırı ciddi, iradesiz ve mükemmeliyetçidirler. Ayrıca biriktiricilik, ihtiyatlılık ve meraklılık gibi özellikleri de vardır. Kendilerini bir işe ya da okumaya yöneltemezler. Sorumluluktan kaçınırlar, karar vermede güçlük çeker- ler. Sık sık kaygı nöbetleri geçirirler, çabuk kızarlar, davranışlarında çifte standart görülür. Örneğin; başkalarını kıyasıya eleştirirler fakat kendileri eleştirilince tepki gösterirler (16).


Son derece dürüst, çekingen, heyecanlı ve ilkelerine aşırı bağlıdırlar. Tutucu oldukları için değişmeleri sevmezler. Üstlerine karşı aşırı itaatkar, aslarına karşı ise acımasızdırlar (Sado- Mazohistdirler). Bazılarında yorgunluk, bitkinlik, uykusuzluk görülür. Son derece evhamlı ve titizdirler. Yalnızlığı severler. Kendilerine güvenleri yoktur, istemedikleri bir şeye hayır diye- mezler. Davranışlarında rahat değillerdir. Gevşemekte güçlük çekerler. Duygusal soyutlanma olduğu için hiçbir şeyi sevemezler. Girişim eksikliği vardır. Kullandıkları savunma mekanizmala- rı, tepki oluşturma, soyutlama, yapma bozma ve yer değiştirmedir. Temizliğe çok aşırı eğilimli- dirler. Tepki oluşturma mekanizmasını kullandıkları için bu belirtilerin kimi hallerde karşıtları da görülebilir. Örneğin dış giysileri temiz ancak iç giysileri pis olabilir. İki ruhlu kişiler olarak algılanırlar. Aşırı otoriter, ısrarcı ve bürokrasinin savunucusu olurlar. Aşırı duyarlı idealist ve görevlerine çok bağlıdırlar. Bu kişilerin yüz ifadeleri cansız, gergin ve katıdır. Kavga ve tartış- madan kaçarlar. Her şeye kolayca baş eğerler. Hayal gücü zayıftır. Mantıklı ve sistemli düşün- meye çalışır. Kendilerini yıpratırcasına çalışabilirler. Tatil günlerinde kaygı krizleri geçirebilirler (Hafta sonu nevrozu belirtisidir). Ahlak ve dine aşırı bağlıdırlar. Yakın çevrelerini hem sever hem nefret ederler (ambivalance). Nesneleri sınıflandırmaktan, şematize etmekten hoşlanırlar (Bir obsesif, çoraplarını karışmasın diye numaralandırmıştır (10).

Saplantılı düşünce (obsesyon) ve eylemler (kompulsiyon) kişinin zihnini kuşatmıştır. Bunları bastırır ya da bilmezden gelir. Ancak bu düşüncelerin kendi zihninin ürünü olduğunu bilir (27).


Obsesif-kompulsif bozukluklar, sıklıkla beraberlerinde depresyon geliştiriler (Belirli bir anda %30 -40, hayat boyu ise % 50 -60, bazı verilere göre ise % 70 oranında depresyon gelişir). Obsesif kompulsif bozukluklarla beraber % 50’ye yakın oranda kişilik bozuklukları da görülür. Bunlar sadece obsesif kompulsif kişilik bozuklukları olmayıp; korku, bağımlı, pasif-agresif,seyrek olarak histrionik ve borderline kişilik bozuklukları görülür. Obsesif kompulsif bozukluğu olanlar her şeyden önce korku ve çekingenlik özellikleri gösterirler. Kendilerine olan güven duygusunun azlığı, sosyal tanınma ve kabul ihtiyaçlarının çok belirgin bir şekilde kendini gös- termesine neden olur. Yalnız kalma ve terk edilme korkuları nedeniyle kişisel ihtiyaçlarını, diğer sosyal ihtiyaçlarının gerisine alarak, verici bir davranış içine girerler (11).


Araştırmalar OKB bireylerin %30'nun tik bozukluklarına da sahip oldukları görüldüğünü göstermektedir.


Obsesif-kompülsif bozukluğu nedenleri?

Nedeni tam olarak anlaşılmamış olsa da, araştırmalar biyolojik ve çevresel faktörlerin OKB ile ilişkili olabileceğini göstermiştir.


Biyolojik faktörler: Serotonin adı verilen nörotransmiterin seviyesinin düşmesi ile OKB gelişimi arasında bir bağlantı saptamıştır. Serotonin dengesizliğinin ebeveynden çocuğa geçtiğine dair kanıt da vardır. Bu da obsesif-kompülsif bozukluğun genetik olabileceğinin göstergesidir.


Çevresel faktörler: Bazı çevresel stres yaratıcı faktörler OKB’yi tetikleyebilir. Belirli çevresel faktörler ise kişide var olan bu rahatsızlığı kötüleştirebilir. Bunlar;

  • Taciz
  • Yaşamsal değişiklikler
  • Hastalık
  • Sevilen birinin ölmesi
  • İş veya okulla ilgili değişiklikler veya problemler
  • İlişkiyle ilgili kaygılar


Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) belirtileri nelerdir?

Obsesif kompulsif bozukluktaki önü alınamayan istenmediği halde akla kendiliğinden gelen takıntılar ve zorlantılar (tekrarlayıcı davranışlar)  kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler, söz konusu rahatsızlık kişinin sosyal çevreyle olan ilişkilerini sekteye uğratabilir, eğitim ve iş yaşamları bu rahatsızlıkla beraber olumsuz yönde etkilenebilir.


OKB hastalığı çok farklı belirtiler gösterebilir. Obsesif kompulsif bozukluk rahatsızlığına sahip olan kişilerdeki en yaygın belirtiler şöyle sıralanabilir.

  • Kir veya mikrop bulaşmasından korkma; kapı kollarına, çöp tenekesine dokunamama (Elleri defalarca yıkama davranışı),
  • Giysilerine pis bir madde bulaşmış olabileceği kaygısından dolayı bunları sık sık değiştirme,
  • Hata yapmaktan korkma,
  • Abartılı biçimde düzen merakı, simetri takıntısı, kusursuzluk ihtiyacı, mükemmeliyetçilik,
  • Başkasına isteyerek veya yanlışlıkla zarar vermekten korkma,
  • Sosyal çevrede uygunsuz şekilde davranmaktan korkma,
  • Cinsel veya dinsel konuları düşünmekten korkma,
  • Tekrar tekrar bir şeyleri kontrol etme isteği (Ocak, kapı, prizler, şofben),
  • Rutin işleri sırasında yüksek sesli veya içinden sürekli sayı sayma,
  • İşleri belirli bir sayıda yapma ihtiyacı,
  • Eşyaları nesneleri sürekli bir biçimde düzenleme,
  • Akıldan çıkmayan görüntülere veya düşüncelere takılıp kalma,
  • Belirli kelimeleri cümleleri tekrarlama,
  • Sıkıntıların, problemlerin artacağından endişe edilen durumlardan ve yerlerden kaçınma.


OKB depresyon ve kaygı bozukluğu ile bir arada da görülebilir.


Takıntılar istenmeyen davranışları neden oluyor

Obsesyon; günlük yaşamı olumsuz etkileyecek biçimde ortaya çıkan mantık dışı, takıntılı, rahatsız edici düşünceleri barındıran devamlılık gösteren durumlardır.

Bozukluğun bir diğer parçası da kompulsiyon olarak adlandırılan zihni sıklıkla rahatsız eden obsesyondan uzaklaştırmak amacıyla kişinin aslında yapmak istemediği davranışları yapmaya zorlayan sürekli tekrarlanan davranışlardır.


Kompulsiyonlar, obsesyonun yol açtığı mevcut sıkıntıyı azaltmanın tek yolu olarak görüldüğünden kişinin çoğu zamanını alıyor olabilir.


Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) tedavisi

Bu rahatsızlığın tedavi edilmeden kendi kendine geçme olasılığı çok düşüktür.Takıntılı düşünce ve davranışlar hayat kalitesini olumsuz yönde etkiliyor ise vakit kaybetmeden bir uzmana başvurulmalıdır.Obsesif kompulsif bozukluğu ilaç tedavileri veya bilişsel davranışçı psikoterapi tedavi yöntemiyle düzelebilmektedir.İki türlü tedavi yöntemiyle de başarılı sonuçlar alınmaktadır.


OKB tedavisinin bilinen en etkili yöntemi, teşhir tedavisidir. Kişi, psikoterapist eşliğinde takıntılarına maruz bırakılır. Kaçış davranışlarının da minimum indirilmesi hedeflenir. Örneğin, simetri zorlamasına sahip bir kişi, terapist eşliğinde asimetrik durumlar hakkında hayal kurar. Bir sonraki aşamada, simetrisi bozuk durumların fotoğraflarına bakılır. Ardından terapist ofisinde asimetrik durumlar yaratılır. Kişinin rahatsız olduğu zorlamalara artan bir şiddet ile maruz bırakılır. 


Bu tür bir tedavide önemli olan, bireyi rahatsız etmek değildir. Çünkü önemli olan zorlantı değil, takıntıdır. Örneğin, her şey düzenli ve simetrik olmazsa çok kötü şeyler olacağını takıntısına sahip kişinin, korkularının gerçek olmadığını anlaması amaçlanır. 


İlaç tedavisi alan hastaların belli bir ilacı ya da ilaçları etkin dozlarda düzenli olarak kullanması beklenir. İlaç tedavisi alan kişi tedavinin olumlu etkilerini ilk bir iki ayda görmeye başlar. İlaçların tam etkisi ise 3-4 ay içerisinde ortaya çıkmaktadır. İlaç tedavisinin iyilik halinden sonra da uzun süreli kullanılması hastalığın tekrarlanmasının önüne geçer.Erişkin gruplarda ilaç tedavisinin ve psikoterapinin birlikte uygulanması önerilir.

PAYLAŞ
Banner

Danisman Hocam

YORUMLAR:

0 comments: