Boşanma durumunda çocuk psikolojisi
Öncelikle sağlıklı yürümeyen bir evlilik ilişkisi içinde çocuğun da ruhsal yönden sağlıklı olamayacağı bilinmeli. Sadece çocuk olduğu için ilişkinin devamı planlanıyorsa hiç değilse ilişki daha kaliteli hale getirilmeye çalışılmalı.
Çocuğun ruhsal durumu için sağlanması gereken en sağlıklı konum, çocuğa kimin, hangi koşullarda bakacağının ayarlanmasıyla mümkün olur. Çocuğun hayat kalitesinin değişmeyeceğinin ya da en azından daha kötüye gitmeyeceğinin çocuğa anlatılması oldukça rahatlatıcıdır. Boşanma durumunda çocuk psikolojisi açısından bu konuların açıklığa kavuşturulması önemlidir.
Ayrılma aşamasında erişkinler çocuğa büyüyeceği ortamla ilgili karmaşık, dengesiz bir yapı sunarlarsa kaçınılmaz olarak çocuk bu kaostan olumsuz etkilenir ve yoğun kayıp, yitim duygusu yaşar. Çocuğun mümkünse yaşadığı yer, okuduğu okul değiştirilmeden, anne ya da babasını tümden kaybettiği izlenimi verilmeden ayrılık sürecine hazırlanması gerekir.
Çocuğa boşanma kararı nasıl anlatılmalı? Bu karar anlatılırken genel olarak çocuklardan ne çeşit tepkiler ve sorular geliyor?
Çocuğa anne ve babanın artık aynı evde yaşamama kararı aldığı, her iki ebeveyn varlığında anlatılmalı. Bu kararda kendisinin herhangi katkısı ya da etkisi olmadığı, bundan sonra da olamayacağı, kesinlikle ifade edilmeli. Yani, “biz ayrılmayı düşünüyoruz, sen ne dersin?” çocuğa sorulabilecek en kötü sorudur.
Çocuk, kimin yanında kalacağını, kimlerle nasıl zaman geçireceğini, giden erişkinle ne sıklıkta görüşebileceğini bilmek ister. Bu konuda sorular soracaktır. Olabildiğince gerçekçi, yaşamayı planladığımız hayata uygun yanıtlar vermek gereklidir bu noktada. Örneğin; Ebeveynlerden biri ülke dışında yaşayacaksa, “her istediğinde onu görebileceksin” demek dürüstçe olmaz ve bu aşamada çocuğun güven duygusunu zedeleyebilir.
Ebeveynlerin düşündüğünün tersine, “kim suçlu, kim ayrılmak istiyor” soruları sıklıkla sorulmaz çocuk tarafından. Yine de bu tür sorular karşısında ortada bir suçlu olmadığı ifade edilmelidir.
Boşanmalar çocuğu nasıl etkiler?
Bu noktada boşanmaların şekli önemli. Çirkin sözlerin, tanımların sıkça kullanıldığı, her iki tarafın birbirini ve ailelerini suçladığı bir ortamda çocuğun öfkesi artabilir. Depresif bulgular (suçluluk ve değersizlik duyguları, ağlama hissi, uyku sorunları, ders başarısında düşme) izlenebilir.
Ebeveynlerin kendilerini denetleyebildiği daha sağlıklı ayrılma süreçlerinde çocukların çoğunda bu olumsuz ruh haline tanık olmadığımızı söyleyebiliriz.
Boşanmanın gerçekleşmesini takiben anne- baba ilişkisi nasıl olmalı?
Ebeveynler ayrılık kararından sonra artık farklı evlerde yaşamakta, farklı hayat tarzlarına sahip iki insan olarak hayatlarına devam etmektedir. Değişmeyen tek şey, çocuklarının varlığı, anne ve babalıklarıdır. Birbirlerine duydukları öfke nedeniyle çocuklarını görme ya da ihtiyaçlarını karşılama konusunda zorluk çıkaran ebeveynler ruhsal anlamda çocukta büyük hasar yaratacaklarını bilmeli.
Bir başka nokta, ebeveynlerden birinin ilişkiyi devam ettirmek adına çocuğu ve ihtiyaç alanlarını kullanmaya çalışması. Çocuğun sağlık sorunlarının ya da okul, disiplin problemleri abartılarak her seferinde ebeveynleri bir araya getirmesi sağlanıyorsa, çocuk bu tür sorunlar üretmeye devam edebilir. Bir çeşit birleştirme isteği ile hareket edebilir çocuk. Bu da ciddi bir ruhsal yük oluşturur.
Aslında yapılması istenen oldukça basit. Birlikte yaşadığımız zaman süresince nasıl ki yaşantımızı daha kolay hale getirmeye çalışıyoruz, destek oluyoruz ayrılık sonrası tam olarak böyle olamasa da, karşımızdaki insanın hayatını zorlaştırmamak için önlem almak uygundur. Çünkü bu, çocuğun yükünü ruhsal olarak azaltacak bir nokta. Yani, çocuk rahatsızlandı, doktora gidilmesi gerekli, bunu tek bir ebeveyn kolayca halledebilecekken, diğerinin de çağırılması, gelmeye zorlanması, gelememesi durumunda ebeveynlik ve sorumluluk anlamında yetersizliğinin, özellikle çocuğun yanında sorgulanması çocuk için olabilecek en yaralayıcı tablolardandır.
YORUMLAR:
0 comments: