Çocuğu Anlamak
Ergenlik döneminde bir çocuğunuzun olması demek, sizin bir tarafa çekilmeniz ve bir ebeveyn olarak artık size ihtiyaç duyulmadığı anlamına gelmemektedir. Fakat bu sizin ve çocuğunuz için önemli bir geçiş zamanıdır. Çocuğunuzun sizden ne beklediği ve sizin nasıl bir ebeveyn tutumu sergileyeceğiniz, çocuğunuz bebeklikten yetişkinliğe geçtikçe, gelecekteki bir kaç yıl içerisinde değişecektir. Sonuç olarak, bu süre içerisinde yaptıklarınız, yaşamınızın geri kalan kısmında çocuğunuzla nasıl bir ilişkiniz olacağını tanımlayacaktır.
Ergenlerin İhtiyaç Duyduklarını Düşündükleri Şeyler
- Bağımsızlık ve otonomi sahibi olma
- Mahremiyet (kişisel gizlilik) ve bireyselliğe saygı gösterilmesi
- Karar almada ve hata yapmada özgür olmak
- Arkadaşlarla daha fazla vakit geçirme ve daha yakın ilişkiler kurmak
- Ebeveynlerle ve kardeşlerle daha az vakit geçirmek
- Ebeveynlerin, Çocuklarının Neye İhtiyaç Duyduklarıyla İlgili Düşündükleri
- Tavsiye ve nasihat vermek
- Kurallar, Yapı, Sınırlar, Yasaklar
- Onları, dışardan gelebilecek tehlikelerden ve kendi yapabilecekleri hatalardan korumak
- Sorumluluk
- Aile ve akrabalarla kuvvetli bağlar oluşturmak
Bir markette, okul öncesi çağdaki bir çocuğu gözünüzde canlandırın; çocuk önden koşmaya başlar ve köşeyi döndükten sonra kendini özgür hisseder. Fakat bir iki saniye sonra, çocuk sizin orada olduğunuzdan emin olmak için geri koşar ve sizin orayı terk etmediğinizden emin olduktan sonra tekrar öbür reyonlara doğru koşmaya başlar. Siz, çocuğunuzun, bu bağımsız davranışlarda bulunabilmesine izin veren güvenceyi sağlıyorsunuz. Böylece çocuğunuz da bilir ki başına kötü bir şey de gelse, siz güvenli bir sığınak olarak oradasınız.
Çocuk Yetiştirme Stilinizi Değiştirmek
Bir ergene başarılı bir şekilde ebeveynlik yapmak için, yetiştirme tarzınızın büyük bir evrim geçirmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle, olayları akışına bırakın ve çocuğunuza güvenin. Bir takım hatalar mutlaka yapacaktır ama iyi seçimler yaptığı da olacaktır. Bu mesajları çocuğunuza iletin. Hepimiz, kötü bir takım seçimler yaparak ve bunların sonuçlarını yaşayarak, iyi seçimler yapmayı öğreniyoruz.
Tabi ki bu olayları tamamen kendi akışına bırakın demek değil. Alışveriş merkezindeki çocuğu hatırlıyor musunuz? Ebeveynler olarak o durumda yapmaya çalıştığımız şey, çocuğun özgüven ve özgürlük hislerini desteklemek ve aynı zamanda çocuğun güvende olduğundan emin olmak. Ben bu duruma “belirli mesafeden izleme” diyorum çünkü biz çocuğun yaptıklarını takip etmeye devam ediyoruz ve çocuğu, onun farkında olmadığı potansiyel tehlikelerden korumaya çalışıyoruz. Ama bunu yaparken de çocuğun omzunun tepesinde değil, belli bir mesafede durarak yapıyoruz. Çocuklarımıza, yetişkin statüsüne geçme yolunda bu şekilde yardımcı olabiliriz.
Yetişkinler dünyasına tam anlamıyla girebilmek için ihtiyaç duyduğu güvenin gelişmesi için, çocuğunuz, sizi olabildiğince uzağa itecek ve bir birey olarak yeteneklerini keşfetmeye çalışacaktır. Bunu kişisel bir şey olarak algılamayın; bu çocuğunuzun sizden nefret ettiği veya sizin iyi birer ebeveyn olmadığınız anlamına gelmemektedir. Bu her ebeveynin başına gelir. Ve bazen bu dönem öncesi çocuğunuzla ilişkiniz ne kadar yakınsa, geri itme olayı da o kadar zor olmaktadır. Bu mesafenin geçici bir süre için geçerli olduğunu ve çocuğunuzun, istediği kimliği oluşturmak ve sizinle daha yakın bir ilişkiyi tekrar kurmak için eninde sonunda bir yol bulacağını düşünün.
Siz de bu yaşlarınıza geri dönün. Ailenizden ayrı bir kimlik oluşturmaya çalıştığınız zamanları hatırlayabilirsiniz. Şimdi ikinci adımı atın: Çocuğunuzun siz olmadığını hatırlayın. Siz, kendinize ait geçmişi, mahremiyetleri ve bireysel ihtiyaçları olan biriydiniz. Çocuğunuz da aynen öyle. Kendi deneyimlerinizi veya geçmişinizi çocuğunuza da yaşatmaya çalışmayın. Bugünkü zamanla, sizin o yaşlardaki zamanınız arasında çok farklar var. Çocuğunuzun gözünde dünyanın nasıl olduğunu öğrenmeye çalışın ve onun gözleriyle dünyaya nasıl bakılacağını anlamaya çalışın. Bugünkü gençlerin günlük olarak karşılaşmak zorunda oldukları ve bizim tahmin dahi edemeyeceğimiz birçok stres faktörü ve baskılar var.
Çocuğunuza güvendiğinizi ona iletin ve çocuğunuzun bu güven ortamında yaşaması için cesaretlendirin.
Son olarak, şunu aklınızdan çıkarmayı ki; şu an çocuğunuzla aranızda geçen her şey, ilerde onunla bir yetişkin olarak kuracağınız ilişkinin temellerini oluşturacaktır. Çocuğunuz 25, 30 veya 40 yaşlarına geldiğinde, onunla ne tür bir ilişkiniz olacağını hayal edin. Bunun nasıl bir ilişki olmasını arzu ederdiniz? Siz bugün o ilişki için gerekli olan temelleri atıyorsunuz. Kendinizin bir rehber, bir koç veya bir ayna olduğunuzu ve çocuğunuz, adım adım yetişkin hayatına ilerledikçe, bunun meyvelerini toplayacağınızı düşünün.
YORUMLAR:
0 comments: