Bu Blogda Ara

slider

Son Paylaşılan

    Navigation

    Fahriye abla

    FAHRİYE ABLA
    Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,
    Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
    O afyon ruhu gibi baygın mahalleden
    Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen;
    Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
    Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
    Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye Abla !

    Eviniz kutu gibi bir küçücük evdi,
    Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi;
    Güneşin batmasına yakın saatlerde
    Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede
    Yaz kış yeşil bir saksı ıtır pencerede;
    Bahçede akasyalar açardı baharda,
    Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye Abla!

    Önce upuzun, sonra kesik saçın vardı;
    Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı;
    İçini gıdıklıyordu bütün erkeklerin
    Altın bileziklerle dolu bileklerin,
    Açılırdı rüzgârda kısa eteklerin;
    Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla,
    Ne çapkın komşumuzdun sen, Fahriye Abla!

    Gönül verdin derlerdi o delikanlıya.
    En sonunda varmışsın bir Erzincan' lıya.
    Bilmem şimdi hâlâ o ilk kocanda mısın?
    Hâlâ dağları karlı Erzincan'da mısın?
    Bırak geçmiş günleri gönlüm hatırlasın;
    Hâtırada kalan şey değişmez zamanla
    Ne vefalı komşumuzdun sen, Fahriye Abla!

    Ahmet Muhip Dıranas
    PAYLAŞ
    Banner

    Danisman Hocam

    YORUMLAR:

    0 comments: